Duyarlı Olmak mı, Ezbere Duyar Kasmak mı?
İnsan olarak doğmak yetmez, bizi insan yapan değerlerimiz de olmak zorunda. Merhametli olmak, empati yapmak, zayıfları korumak, doğaya saygılı olmak, hayvanları sevmek, insanlar arasında cinsiyet ayrımı yapmamak gibi değerlere sahip olmak önemlidir. Ancak, bu konularda duyarlı olmak veya argo söylenişiyle “duyar kasmak“, sırf moda diye, veya bir özenti ve show olarak yapılıyorsa, bazı “öncelikler” bu yanlışı hemen ortaya çıkarır. Ne demek istiyorum? Yoksa, bu tür duyarlılıklara karşı mıyım? Hayır.
Kedinin kuyruğuna bastı diye annesine bağırıp hakaretler yağdıran bir kız çocuğu düşünün. “Hayvan sevgisi” duyarlılığı için bunu yaptığını sanan kızımız, “insan sevgisi”ni es geçmiş, “anne sevgisi”ni yok saymış, “anneye saygı”yı hiçlemiş olur. Bir tane doğru yaparken, çok sayıda yanlış yapmak ve bunu farketmeden, yaptığımız (sözde) doğruyla öğünmek… Aferin bize…
Yıllar önce, bir ilçenin “Hayvanseverler Derneği” başkanı olan bir kadının paylaştığı videoyu izlemiştim. Bir köy yolunda, zehirlendiğini sandığı hasta bir köpek görüyor, “köylüler zehirlemiş” diyerek, köpeğe su içirmeye çalışıyor. Buraya kadar güzel. Gerçi köy yakınlarındaki bir köpeğin zehirlenmiş olma olasılığı çok zayıftır, çünkü köpek zehirlemek şöyle dursun, köylüler köpeğe saygı duyarlar. Bu, yaşam tarzlarından kaynaklanır. Onlar, hayvanları sevmek için dernekler kurmaya gerek duymazlar.
Neyse, o sırada oradan eşeğiyle geçmekte olan çok yaşlı bir köylü, kadını ve köpeği görünce duruyor, çok yaşlı olmasından dolayı eşeğinden inmekte zorlansa da, sonunda inip, aksak adımlarla, oflaya puflaya, kadının yanına gidiyor, “ne olmuş” diye soruyor. “Köpeği köylüler zehirlemiş” düşüncesine saplanmış olan “hayvansever” dernek başkanı ablamız, karşısında bir köylü görünce, “Yaklaşma! Defol git burdan!” diye bağırarak ve küfürler ederek, yaşlı adamı seri tokatlarla uzaklaştırmaya çalışıyor. Kendi aklınca, köpeği köylüden koruyor.
Zaten zorlukla ayakta duran yaşlı köylü, neye uğradığını bilemeden, ayakta kalabilme derdine düşüyor. Bu sırada “ne yapıyorsun yahu?” diyerek eliyle kadını kendinden uzaklaştırmak için yaptığı bir hareket, kadın tarafından karşı saldırı gibi görülüyor. Dernek başkanı ablamız bunun üzerine iyice çıldırıyor, yaşlı adama bu kez tekmelerle vurmaya başlıyor. Bir yandan da, “sen bir dernek başkanına nasıl vurursun, pis köylü” diye çığlıklar atıyor. Tam olarak, “Dernek başkanı olmuşsun, ama insan olamamışsın” dedirtecek, aşırı çirkin bir hareket… Üstelik, dernek başkanı olmanın, onun gözünde nasıl bir “kudsiyet” içerdiğini merak etmeme neden olan bir sapkınlık…
İlginç olan, büyük olasılıkla başka bir “dernek üyesi hayvansever” arkadaşı tarafından çekilen bu videonun, dernek başkanı ablamız tarafından paylaşılmış olması… “Bakın biz ne kadar da hayvanseveriz” diye hava atmak istemiş ve aslında, kendisinin ne kadar insanlıktan çıkmış biri olduğunu sergilemiş. Bu video hakkında çok şey söyleyebilirim, ama bunun yerine yorumu size bırakıyorum. Üstteki Güldür Güldür videosu da benzer bir durumu ele aldığı için ilgimi çekti, burada paylaşmak istedim.
Bir çok yanlışımız var, birçok şeyi yanlış yapıyoruz. Ama hiç olmazsa, iyi değerlerde duyarlı olmak gibi doğru bir şeyi bile uygulamada yanlış yapmayalım.
Lütfen bizi insan yapan duyarlılıklar okullarda öğretilsin, ama doğru öğretilsin. Bu değerlerin sadece birer “show” aracı olmadığı, her birinin birbirine karşı öncelikleri olduğu, benimsetilsin. Ülkeni korumak için düşmanla savaşırken, ona “düşman” demekten çekinmek, “duyar kasmak” değil, olsa olsa duyarsızlıktır. Bu konuyu ele aldıkları için, Güldür Güldür ekibine teşekkür ederim. ■